Değerli Arkadaşlar, vakıf aktivistleri, dostlar;
Danışma Meclisi’nin bu toplantısı, mütevelli heyet ve yönetim kurulunun ortak kararı ile düzenlenmiştir. Bu toplantı ilk toplantımızdır. 2. Toplantımız ise, 25 Eylül 2016, Pazar günü yapılacaktır.
Danışma Meclisi, yılda iki defa olağan olarak toplanacaktır. Gerekli görülmesi halinde, olağanüstü toplanması gündeme gelebilir.
Vakfın Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulunun düzenlediği bu toplantıya değerli zamanınızı ayırdınız, zahmet edip geldiniz, HOŞGELDİNİZ!…
GENEL BİLGİ:
Vakıf vakfetme kültürünün bir sonucudur. Vakfetme kültürü, ortaklaşmadır, yardımlaşmadır, dayanışmadır, paylaşımdır.
Dayanışma ve yardımlaşma düşüncesi, insan olmanın en özellikli yanlarından biridir. Bir ekmeğini muhtaç olan bir başkasıyla bölüşmek, yardıma muhtaç olan birinin yardımına koşmak, birlikte iş yapabilmektir. Bu düşünce halktan ve haktan yana olanlar açısından daha kolay hayata geçebilecek bir düşüncedir.
Değerli arkadaşlar, dostlarımız,
Vakıflar, belirli amaçların gerçekleştirilmesi için kurulur. Mahkeme, vakıf senedin de yer alan kuruluş amacını değerlendirir, kurucularının vakıf kurma ehliyetine ve bu amacı gerçekleştirebilecek mal varlığına sahip olup olmadığı konusunu ele alıp, kararını verir.
Son 10 yıldır, iktidar partisinin vakıfları teşvik eden politikaları nedeniyle, sosyal-kültürel- siyasal örgütlenme modeli olarak vakıfların daha da ön plana çıktığı bariz olarak görülüyor.
Her biriniz çevrenizde bu gerçeğe tanık oluyorsunuz.
Sosyal-demokrat, sosyalist sol düşünceyi savunan kesimler, “birlik”, “dayanışma” “ortaklaşma” vb. kavramları sıklıkla kullanmalarına rağmen, vakıf düşüncesi bu kesimler için yabancı bir düşüncedir. Siyasetin konuşulması, tartışılması, geliştirilmesi vb. amaçlı kurulan sınırlı sayıda vakıf var, ancak bir varlığı vakfetmek, ortaklaşa bir varlık oluşturarak ihtiyaç sahiplerine yardım da bulunmak, sosyal alanda bir ya da birkaç konuda söz sahibi olmak için çaba göstermeye yönelik vakıflar yok denecek kadar azdır. On binlerce kurulmuş vakıf için de, bu kesimlere ait vakıf sayısı bir elin parmakları kadardır diyebiliriz. Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun süre varlık göstermesin de, gerek sosyal, gerekse kültürel bakımdan, vakıf sisteminin büyük katkısı vardır. Vakıf kültürü, ülkemizde bu anlamda, sanki belirli bir kesimin kültürü olarak algılanmaktadır.
Vakıf çeşitlerine örnekler vermek yerinde olur.
-Hamallara buz temin etme vakfı (Bugün ilginç gelebilir, ama ciddi bir ihtiyaçtır, yazın sıcaklığın da taşıma işini bedeni ile yapmak zorunda kalan insanların soğuk bir suyu içme ihtiyacını karşılamak.)
– Gelinlik kızlara çeyiz temin etme vakfı, (amaç net ve iyi bir örgütlenme ve dayanışma alanıdır)
-Sakız ağacı vakfı (Gıda sektöründe, sanayi de, sağlık sektörün de ve kozmetikte reçinesin den yararlanılır)
-Dinlenme için bahçe vakfı
-Yuva kurma vakfı
-Gölleri temizleme vakfı
-at vakfı
-öğrencilere elbise vakfı
-çevre düzenleme vakfı gibi.
Ağırlıklı olarak dinsel temalı olmak üzere, çevre, sağlık, sosyal, eğitim, dayanışma, yardımlaşma, sanat ve kültür, savunma hizmetleri, spor ve ulaşım, barınma ve gıda hizmetleri gibi hemen her alanda kurulmuş vakıflar görülmektedir.
Onur Toplumsal Tarih ve Kültür Vakfı, bu geniş vakıf yelpazesi içinde, eğitim ve sosyal dayanışma; tarih ve kültür alanın da hizmet vermek için kurulmuştur. Kuruluş amacı göz ardı edilerek vakfımızı tartışma konusu yapmak kabul edilemez.
KURULUŞ (özet):
Vakfımız Asliye Hukuk Mahkemesi kararı sonrası, Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, Resmi Gazete’nin 14.11.2013 gün ve 28821 sayısında ilan edilerek kuruluşunu tamamlamıştır.
Kuruluş süreci, bilinen nedenlerle, uzun sayılabilecek bir zaman dilimine yayıldı. Kısaca:
Mart 2011 tarihin de, Süleyman Cihan’ın hayatını konu alan; Süleyman CİHAN “Komünist Bir Önderin Yaşamı” adlı bir kitap yayınlandı. Kitabın tanıtımı için bir etkinlik düzenlendi. Bu tanıtım toplantısı aynı zaman da, vakıf çalışmasının da kamuya duyurulmasıydı.
Kitabının iç kapağın da: “Bu kitabın geliri Onur Vakfı Girişimi’ne bağışlanmıştır.” yazısı yurt içi ve yurt-dışın da çok sayıda vakıf dostu tarafından heyecanla karşılandı.
Vakıf için gerekli olan sermaye: kitabın satışından elde edilen gelir ile, vakfetme kültürüne sahip duyarlı dostlarımız; Yusuf UYGUN, M. Sani İLHAN, Aydın ERDOĞAN, Ömer KURT, Kemal ŞENOL, Yaser GÜNDAY, Kazım ÖZTÜRK, Kemal YILMAZ, Ali DİNÇ’in katkısıyla tamamlandı. Aslında her birisini, bu vakfın kurucusu olarak kabul ettiğimiz bu değerli dostlarımıza huzurunuzda TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
VAKIF YERİNİN TUTULMASI:
Vakıf tescili sonrasın da, kira ödeyeceğimize, kredi kullanarak kendi yerimizi satın alalım düşüncesi ile, bir süre merkezi yerlerde, daire bakıldı, ancak uygun bir yer bulunamadı. Daha fazla gecikme yaşamamak için, vakıf,Mayıs 2014 tarihin de şu an faaliyet gösterdiği adresteki merkezine taşındı. Bu merkezin tefrişatı ve teknik alt yapısının oluşturulması vb. zaman aldı ve masraflı oldu.
Küçük de olsa bir toplantı salonumuz var, bu salon 60-70 kişilik toplantılar ve etkinlikler için kullanılabilir durumdadır.
İki yıllık bir süre içinde, vakıf yerinin tutulması, mobilyalarının alınması, arşiv dolaplarının yapılması, bilgisayar donanımının kurulması, web sitesinin oluşturulması, tanıtma amaçlı toplantıların yapılması ve en önemlisi de elden bağış kabul edilmediği için, vakfın bu konulardaki hassasiyetinin vakıf dostlarına anlatılması, bu meyanda banka hesaplarının oluşturulması, muhasebe sisteminin oturtulması vb. çalışmalar ciddi zaman aldı ve bu sistem eksiksiz bir şekilde bugün çalışmaktadır.
Bu çalışmalar da yer alan her bir arkadaşımıza sonsuz TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Vakfın, ciddi giderleri vardır. Kira, stopaj, elektrik, su, ısınma, telefon, internet, aidat, öğrenci bursu vb. gibi giderlerin yanın da, çalışan arkadaşımızın maaşı ve sigortasının ödenmesi… gibi. Bu giderler, bir çok değerli vakıf dostunun aylık düzenli bağışları ile yapılmaktadır.
Vakfımıza, kuruluşundan bu yana, mobil aidat sistemi veya banka talimatı vererek aylık düzenli bağışta bulunan bu değerli dostlarımızın isimlerini tek tek burada saymak isteriz, ama bunu yaparsak, toplantı sıkıcı olabilir endişesini taşıyoruz.. Biz, bu vakıf dostlarının isimlerini, tek tek vakıf merkezinin girişine konulan PANOda GÖRÜLEBİLİR ve OKUNABİLİR bir şekilde İLAN ettik. Bu PANO vakıf duvarın da hep duracaktır. Bu sessiz, mütevazi ve fedakar vakıf gönüllülerinin her birine tek tek, huzurunuz da BİR DAHA TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
TANITIM TOPLANTILARI ve ETKİNLİKLER:
Vakıf resmi gazetede yayınlanıp tescili kesinleşince, bir yandan vakıf yeri bulma için yer çalışması yaparken, diğer taraftan vakfın tanıtım toplantıları organize edildi.
- Vakıf, kuruluşunu ADEN OTELİ’ nde yaptığı bir kahvaltılı toplantı ile duyurdu.
Bu toplantı vakıf için bir ilkti. 12 sayfalık bir ön bilgi ile vakıf senedi kitapçık halinde basıldı ve yönetim kurulu adına bir konuşma metni hazırlandı. (Bu tanıtım kitapçığının basımını değerli dostumuz Yusuf UYGUN ücretsiz yaptı. Kendisine teşekkür ediyoruz). Kitapçığa konulan ön bilgi vakfın projelerini, konuşma metni ise, birlik ve dayanışmanın önemine işaret ediyordu. “Olgunluk içinde dayanışmanın en güzel örneklerinden birini oluşturabiliriz.” “Birliğin önemini en iyi biz biliriz. Günümüzün geçer akçe olumsuz değer yargıları içinde, ortak yanlarımızı ön plana çıkararak dayanışmaya en çok bizim ihtiyacımız var.”(EK-1) denilerek, ORTAK EV vurgusu yapılıyordu. (Tekrardan kaçınmak için, metni meraklıları için ek olarak veriyoruz. EK-1)
- Aden OTELİ toplantısını, Ankara’da yapılan ikinci bir toplantı izledi. Bu toplantıda
da, Vakıf yönetim kurulu adına, İstanbul daki konuşmanın aynısı yapıldı. Divan da yer alan Vakıf Mütevelli Heyet üyesi, Reşat Çetinbaş ile Ali Özkan, katılımcıların sorularını oldukça anlaşılır bir dille cevapladılar.
- Ardından, Almanya Köln’de yurt-dışı toplantısı yapıldı. Bu toplantıda yönetim kurulu
adına bir konuşma yapıldı. (EK-2), izleyicilerin soruları oldu, sorulara konuşma metni çerçevesinde cevap verildi. Yurt-dışı toplantısını değerli dostumuz Ali DEMİR organize etti, masraflarını karşıladı. Yeri gelmişken, değerli dostumuz Ali DEMİR’e çok TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
- Eğitime destek kampanyasına yönelik olarak, bir broşür hazırlanması kararı alındı.
Değerli Dostumuz, Nesip UZUN bu görevi üslendi. “umut için gelecek için bir öğrencimizi de siz sahiplenin, Destek verin!” broşürünü hazırladı, grafik-tasarımını ve basımını ücretsiz olarak üslendi. Bu broşür, 2014-2015 öğrenim dönemi için hazırlanmıştı. 2015-2016 öğrenim yılı için hazırlanan “umut için gelecek için bir öğrencimizi de siz sahiplenin” broşürünün grafik tasarımı ve basımını, yine Nesip UZUN dostumuz ücretsiz olarak yaptı. Nesip UZUN, Süleyman CİHAN “Komünist Bir Önderin Yaşamı” adlı kitabın ikinci baskısına ek olarak verilen CD’yi ücretsiz olarak hazırlamıştı. Sevgili dostumuz Nesip UZUN’a huzurunuzda çok TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
- Vakfı, kamuoyun da tanıtan etkinliklerden en önemlisi, kuşkusuz değerli büyüğümüz
Muzaffer ORUÇOĞLU’nun resim sergileri oldu.
Bilindiği üzere, Muzaffer ORUÇOĞLU, vakıf kurulduktan hemen sonra, resim sergilerinin düzenlenmesini, bu sergilerden elde edilecek gelirleri vakfa bağışladı. Vakfın kuruluş esprisini anlatan 4 eserini vakıf için yaptı; vakfa bağışladı. ÜRETİM, MADENCİ KIZ, MAKSİM GORKİ, SAİT FAİK adlı tablolar, vakfın en değerli armağanları olarak kalacaktır, satılmayacaktır.
ORUÇOĞLU resim sergileri;
- Vakıf adına ilk sergi; Çankaya Belediyesinin desteği ile Ankara Çağdaş Sanatlar
Merkezi Galeri B’de 02-20 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleşti.
- İkinci sergi; 23 Ekim-02 Kasım 2014 tarihinde Zonguldak’ta Galeri market Ocak’ta
gerçekleşti.
- Üçüncü sergi; İstanbul’da, 01 Şubat-10 Şubat 2015 tarihleri arasında, Bakırköy
Belediyesi ile işbirliği yapılarak, Yunus Emre Kültür Merkezi’n de gerçekleştirildi.
- Dördüncü sergi; 28 Mart-10 Nisan 2015 tarihleri arasında Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi ile birlikte Amed Sanat Galerisi’n de gerçekleştirildi.
- Beşinci sergi; 16-22 Kasım 2015 tarihleri arasında, Antalya, Muratpaşa Belediyesi
Fuaye Salonunda gerçekleşti.
- Altıncı sergi; 02-22 Ocak 2016 tarihleri arasında, Kadıköy Belediyesi ile birlikte
Barış Manço Kültür Merkezi Sergi Salonun da gerçekleştirdi.
- Yedinci sergi, 15-31 Mart 2016 tarihinde, vakfımız ile Çankaya Belediye
Başkanlığı’nın birlikte düzenlediği resim sergisi, Çankaya Belediyesi, Galeri-B de gerçekleşecektir.
Bu resim sergilerinden ikisi çok anlamlıdır. Oruçoğlu’nun yaşamında, Zonguldak, Diyarbakır ve Dersim ayrı bir önem taşıyor, bu iller siyasal mücadelesinin ilk izlerini taşımaktadır.
Zonguldak madencilerinin zorlu yaşamını ve mücadelesi üzerine, dört ciltlik Grizu romanı ve elliye yakın maden yaşamını anlatan resimler, çok sayıda makale yazdı.
Bu resim sergisi çalışmalarını bire bir değerli kardeşimiz, yayın emekçisi Ayhan ORUÇOĞLU, gecesini gündüzüne katarak gerçekleştirdi. Ayhan ORUÇOĞLU’nun bu çabası ve emeği için, huzurunuz da kendisine TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Değerli büyüğümüz Muzaffer Oruçoğlu’nun vakfa maddi ve manevi katkıları bize güç verdi. Muzaffer ORUÇOĞLU’na huzurunuz da TEŞEKKÜR EDİYORUZ. O’nun yaratıcı gücü ve çabası vakfımızın en önemli desteğidir.
- Vakfın tanıtım çalışmaları kapsamında, 23 Mayıs 2015 tarihin de, Kadıköy Caferağa
Spor Salonun da, “dünden bugüne ESİNTİLER-2015” başlıklı bir etkinlik düzenlendi. Katılımı ücretsiz olan etkinliğin amacı, ’80 öncesi müziğimiz ile günümüzdeki müzik arasında bir gezinti yapmaktı.
Çok sayıda sanatçının katıldığı etkinlik Caferağa Spor Salonun da gerçekleştirildi. Ses düzeninin salona uygun kurulamaması sonucu, etkinlik hedeflenen amacına uygun olamadı, seyirci tarafından anlaşılır olarak izlenemedi.
Bu etkinlik için, etkinliğe katkı sunan sanatçılara verilmek üzere, teşekkür plaketleri hazırlanmıştı, bu plaketler sanatçı dostlarımıza verildi. “dünden bugüne ESİNTİLER-2015” etkinliğimize salonu tahsis eden Kadıköy Belediye Başkanlığı’na huzurunuz da TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
- Vakfımız, 31 Temmuz 4 Ağustos tarihleri arasında yapılan 14.Munzur Kültür ve
Doğa Festivali’n de Dersim Merkez’de açılan standta yerini aldı. Bu standta yüzlerce vakıf tanıtım broşürü ziyaretçiler tarafından alındı, soruları olanlar oldu, sorularına yanıtlar verildi.
- 19 Temmuz 2014 tarihinde vakfımızı tanıtım amaçlı, Ankara’da “Dayanışma
Kahvaltısı” düzenlendi. Kahvaltıya katılan davetlilere vakıf ve projelerini, Ankara’daki Mütevelli Heyet üyeleri anlattı.
- 30 Kasım 2014 tarihin de, vakıf merkezin de ücretsiz bir kahvaltı düzenlendi,
vakfın amacı ve projeleri katılımcılara anlatıldı.
- 22 Kasım 2015 tarihin de vakıf merkezin de ücretsiz bir kahvaltı düzenlendi. Vakıf
çalışmaları ile ilgili bilgiler verildi ve yaşam evi projesi görsel olarak tanıtıldı, katılımcılar gerek projeye dair, gerekse de diğer konularda görüş ve önerilerini dile getirdiler.
- İstanbul Avcılar’da, biri kahvaltılı olmak üzere, iki tanıtım toplantısı yapıldı.
Toplantılar da vakıf ile ilgili bir sunumlar yapıldı. Vakıf broşürleri dağıtıldı.
- İstanbul, Sancaktepe’de kahvaltılı bir tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantı oldukça ilgi
gördü. Vakıf broşürleri dağıtıldı, amacı anlatıldı, katılımcıların soruları yanıtlandı.
- 02.2016 tarihin de, İstanbul, İkitelli’de bir tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantı da
vakıf kuruluş amacı ve projeleri anlatıldı.
Avcılar’da yapılan kahvaltılı tanıtım toplantısının sponsorluğunu Bahçeli Cafe –Restaurant sahibi Sayın Turabi SOYLU yaptı. Toplantıları, vakıf aktivistleri Senem GÖZCÜ, Ali Haydar ÇAVUŞ, Rıza CANGÖZ, Yıldız GÜNEŞ, Yüksel UYGUN ve Nuran ÖZTÜRK düzenlediler; Sancaktepe tanıtım toplantısını vakıf destekçilerimiz Yusuf DEMİRÇİVİ, Ali Ekber Derman, Ali İhsan YILDIZ düzenledi; İsa YALÇIN işyerini tahsis etti; İkitelli tanıtım toplantısını vakıf aktivistimiz Ali ŞANLI hocamız düzenledi; İkitelli Dersimliler Derneği ev sahipliği yaptı. Tanıtım amacıyla yapılan bu toplantıları düzenleyen, zaman ayıran, emek veren aktivistlerimiz Senem GÖZCÜ, Ali Haydar ÇAVUŞ, Rıza CANGÖZ, Yıldız GÜNEŞ,Yüksel UYGUN, Nuran ÖZTÜRK, Ali ŞANLI, Yusuf DEMİRÇİVİ, Ali İhsan YILDIZ, Ali Ekber DERMAN, Turabi SOYLU, İsa YALÇIN ve Metin YILDIZ’a;
Değerli büyüğümüz Muzaffer ORUÇOĞLU’nun resim sergilerine ev sahipliği yapan BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI’na, Ankara ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞIna, KADIKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI’na, Antalya MURATPAŞA BELEDİYE BAŞKANLIĞI’na, DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’na huzurunuz da bir daha TEŞEKKÜR EDİYORUZ:
WEB SİTESİ, FACEBOOK, TWİTTER HESABI:
- Vakıf tanıtımın önemli olanaklarından biri, sanal alandır. Vakfımız yönetimi, bu süre
için de vakfa ait bir web sitesi hazırlattı. Web sitesi tasarımı ve çalışmaların da çok sayıda arkadaşımızın görüş ve önerileri alındı. Şu an devam eden son halini alana kadar siteye emek veren vakfın gönüllü dostlarına TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Web sitesin de, vakfın senedi, projeleri, çalışmaları, duyurular, kültür-sanat haberleri, üzerinde önemle durduğumuz çalışma ilkeleri vs. yer almaktadır.
Web sitesi ve facebook-twitter hesaplarımızın vakfın projeleri ve temel prensipleri doğrultusunda güncelleştirilerek geliştirilmesi; hemen her bir aktivistimizin, dostumuzun her gün siteye bakmaya ihtiyaç duyabileceği hale getirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmaların sorumluluğunu Yaser GÜNDAY arkadaşımız üslendi. Yaser GÜNDAY arkadaşımıza yardım edebilecek ya da bu konular da görev alabilecek arkadaşlarımız, sevgili Yaser GÜNDAY ile ilişkiye geçebilirler. Web sitesinin son bir yıldan beri, teknik bakımını üslenen ve bilgilerin güncellenmesini fedakar dostumuz Yüksel MERİÇ yapmaktadır. Kendisine huzurunuzda TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
-II-
Vakfımızın 1. Olağan Mütevelli Heyet Toplantısı, 28 kasım 2015 tarihin de vakıf merkezin de yapıldı. Yeni dönem de; Nazmiye YILMAZ, Deniz GÜLERYÜZLÜ, Güleyze TUNA, Yaser GÜNDAY, Zeynel DEMİRÇİVİ, Coşkun YILDIRIM, Rıza Reşat ÇETİNBAŞ, Ali Ekber KAYPAKKAYA, Varol KAZAN, Erol ÇİFTÇİ, Ahmet CİHAN görev aldılar.
Vakfımız kuruluşundan itibaren çok tartışıldı, çok konuşuldu. Her yeni kurum merak uyandırır, konuşulur, tartışılır. Bu doğaldır. Vakıf yönetimi, kuruluş çalışmaları sırasında ve tanıtım toplantıların da, vakfın bir hizmet kurumu olduğunu, belirli çalışmaları amaç edindiğini, hiçbir şekilde hiç kimse ile polemiğe girmeyeceğini, katkı sunmak isteyen herkesle birlikte çalışacağını defalarca vurgulamıştı. Bir hizmet kurumu için doğrusu da budur. Çünkü; “Vakfı polemiklerden uzak tutmak gerekir. Vakıf bir hizmet aracıdır. Herkesin destek vermesi elbette arzulanır, ancak bunun mümkün olmadığı da bir gerçektir. Vakıf, cebindeki bir kuruşu, elindeki bir ekmeği, bilgi dağarcığındaki ufak bir bilgi kırıntısını paylaşmak isteyenlerin ORTAK ÖZVERİSİ ile yürüyecektir…” “Şekspir bulutlar gürler, ama gerekli olan yağmurdur, der. Çok konuşmak yerine, vakıf bir damla yağmur olmaya çalışacaktır.” (12.04.2014 Köln Top.) Bu salonda bulunan , bulunmayan her bir vakıf dostu ve gönüllülerini,“…BİR DAMLA YAĞMUR OLMAYA ..”çağırıyoruz.
Vakıf bir ihtiyacı karşılamak için kuruldu. Emek verenler, vakfa ihtiyaç duyanlar özveride bulunur; ihtiyaç duyanlar, cebindeki bir kuruşu, elindeki bir ekmeği, bilgi dağarcığındaki bir bilgiyi paylaşır.
Bu gerçek bu süre için de bir daha görüldü.
Vakfımızın yönetimi, geçen dönemde olduğu gibi, yeni dönemde de gereksiz ve yersiz polemiklerden uzak, aynı ilkesel tavrını koruyacak; vakfın “çalışma ilkeleri”ni (EK-3) dikkate alarak, enerjisini gereksiz tartışmalar için değil, vakfın projelerini hayata geçirmek için kullanacaktır.
Vakfın temel belgesi olan “çalışma ilkeleri”, uzun görüşme ve konuşmalar sonucu, belirlendi. (EK-3) Her bir vakıf çalışanı ve dostu “..geçmişine saygı duy”malı, “..özel yaşama saygı, kişi hak ve özgürlüklerine saygı, farklı düşünen ve farklı yaşayan her bir bireyin düşüncelerine saygı..” göstermek durumundadır.
Bu ilkeler, davranış ve çalışma biçimini belirleyen ilkelerdir.
Vakıflar, vakfedenler ile birlikte, gönüllü destekçileri, aktivistleri ve dostları ile varlıklarını sürdürebilirler. Bu meyan da, her bir arkadaşımıza, dostumuza ihtiyacımız var, bizim birbirimize ihtiyacımız var. Bu vakfın, cebinizdeki her fazla kuruşa ihtiyacı var; her birimizin birbirimizin sıcak gülüşüne ihtiyacı var.
Belirli bir zaman dilimini esas alarak, muhalif kesimin tarihini, kültürünü, sanatını olanakları ölçüsünde gelecek nesillere taşımaya çalışan bir vakfı; bu kültüre, sanata ve tarihe sahip çıkanların dayanışması büyütür. Geleceğe kalıcı eserler bırakmak, gücümüzü bir arada toplamakla mümkündür. Bir eser, bir eser daha, bir eser daha… bizden beklenen budur. Bir elin parmakları kadar sınırlı vakıflardan biri olan vakfımızı yıpratmaya, küçültmeye, başarısız kılmaya yarayacak gereksiz polemiklerin kimseye yararı yoktur.
Bu bilgilendirme sonrasın da şimdide, amaç edindiğimiz projelerimiz hakkında sizlere kısa bilgiler vermek istiyoruz.
Üç temel projemiz vardır:
- Arşiv ve Bilgi Merkezi olarak göreceğimiz proje
- Eğitimi Destekleme Projesi
- Yaşamevleri Projesi
ARŞİV ve BİLGİ MERKEZİ:
12 Eylül Askeri Darbesinin ağır baskı koşulları sonucu, ’70-’80 dönemini ifade eden belge ve bilgilere ulaşmada sınırlı kalacağımızı düşünüyorduk. Fakat öyle olmadığı daha kuruluş aşamasın da açığa çıktı. Son derece zengin bir arşiv günümüze ulaşabilmiş. Bu sevindiricidir. Bizim yapmamız gereken, bu arşivi değerlendirmek, kamuoyunun hizmetine sunmaktır. Kullanılabilir olması için, yıllarca bin bir zorlukla muhafaza edilen bu arşivi, tasnif etmek ve dijital ortama aktarmak gerekir. Bu çalışma oldukça masraflı ve uzun zaman alan bir çalışmadır. Vakfımız bu çalışmayı amaçlarından bir olarak belirlemiştir.
Tasnif ve dosyalama ile dijital ortama aktararak kullanıcıların hizmetine sunma çalışmasını yeni dönem de başlatacağız.
Değerli dostumuz Av. Aydın ERDOĞAN’ın maddi katkısı ve büyük emeği ile, 12 Eylül darbesini gerçekleştiren generallerden sağ kalan ikisinin yargılandığı, dava dosyalarının tamamı vakfımızın arşivine eklendi. Bu arşiv ’80 öncesi, toplumsal tarih açısından önemli belge ve bilgi içermektedir.
Buradan, sevgili Aydın ERDOĞAN’a bu katkılarından dolayı, bir daha TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Vakfımız için değerli bir başka katkıyı Av. Hasan GİRİT yaptı. Hasan GİRİT, 12 Eylül dönemine ait arşivini vakfa bağışladı. ‘ 70-‘80 dönemine ait bu arşiv, bir çok dergi, gazete ve 12 Eylül darbesi dönemi dava dosyalarından oluşmaktadır. Kendisine, bu önemli katkısı nedeniyle huzurunuzda TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Av. Ercan KANAR, çağrımız üzerine, elindeki arşivin birer kopyasını vakfımıza bağışladı. Sayın KANAR’ın bu arşivi de çok değerlidir. 12 Eylül dönemi dava dosyalarını içermektedir. Sayın Ercan KANAR dostumuza huzurunuzda TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Bir çok kişi bugüne kadar saklayabildiği küçük de olsa belge değeri olan arşivini vakfa bağışladı. Bu kişilere huzurunuz da TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Çok değerli olan bir başka katkı ise; çalışmamızla yakından ilgili olan kurumların, bu çalışmaya destek vermeleridir. Bu kurumlar ellerindeki arşivin birer kopyasını vakfa bağışladılar. Bu dost kurumlara katkıları için huzurunuzda TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Biz kuruluş çalışmaları sırasında bu kadar zengin bir arşive ulaşabileceğimizi bilmiyorduk. Kurum olmanın önemi bir daha görülmüş oldu.
Bu yeni dönem de, arşivin tasnif edilerek dijital ortama aktarılması ve kamu hizmetine sunulması vakfın asli görevleri arasındadır. Oldukça masraflı olan bu çalışmayı hepinizin değerli bulduğunu biliyoruz ve herbirinizin bu projeye katkı maddi ve manevi katkı koyacağınıza inanıyoruz.
Sözlü Tarih:
Arşiv ve dökümantasyon çalışmasının bir diğer ayağı, sözlü tarih çalışmasıdır.
Vakıf kuruluşundan itibaren tarih çalışmasına büyük önem biçti ve hassas bir tutum izledi. Bu tutumunu çalışma ilkeleri’nde açıkladı.
2)a :“Onur Vakfı, yakın geçmişte, aynı siyasal ve sosyal çevre içinde birlikte yer alan, ancak bugün farklı siyasal ve sosyal çevreler içinde yaşamını devam ettiren kişi ve kurumların kendi geçmişlerine saygı duymaları gerektiğine inanır. Saygı duymayan kişi ve kurumların, geçmişe dair söylemlerinin, önyargılı olacağını, gerçeği yansıtmayacağını ve dolayısıyla geleceğe yararlı materyaller olarak görülemeyeceğine inanır. Aksine, bu davarnış biçimini sorunlu olarak görür ve tarih çalışmalarında bu sorunlu görüşlerin yerinin olamayacğını belirtir.”
Sözlü tarih çalışmasının sorumluluğunu arkadaşımız İbrahim Ekinci üstlenmişti. Bu süre içinde, İbrahim Ekinci, ’70-’80 dönemini yaşamış bir çok arkadaş ile görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler yüz yüze görüşmeler olarak yapıldı, önemlidir. Vakfın arşivin de yerini alacaktır.
Çalışmanın daha yaygın, sistematik ve bilimsel bir tarzda yapılması; yapılan çalışmanın kayıtlarının çözülmesi ve değerlendirilmesi vb. konularda, görev alacak arkadaşların eğitimi için, 2014 yılı Haziran ayında, yönetim kurulunun kararı ile, GREENPARK otelde bir eğitim toplantısı düzenlendi. Toplantıya Ankara ve İstanbul’dan bu çalışma içinde yer alacak arkadaşlar ile yönetim kurulu ve mütevelli heyet üyeleri katıldı. Eğitimi, sözlü tarih alanın da çalışmaları olan, Akademisyen Hakan KOÇAK hocamız verdi. Hakan Hoca, vakfımızın yürüttüğü çalışmayı çok anlamlı bulduğunu, bu çalışmada gönüllü olarak görev alabileceğini belirtti.
2015 yılı ikinci yarısın da, sözlü tarih çalışmasının sorumluluğunu R.Reşat ÇETİNBAŞ arkadaşımız üslendi. Ankara’da ve İstanbul’da bazı çalışmalar yapıldı. İstanbul’daki çalışma, sözlü tarih konusunda deneyimli dostumuz Şükrü ASLAN’ın danışmanlığında yürütüldü.
Şükrü ASLAN’ın danışmanlığın da, Türker ERTUNCAY, İsmail ASLAN ve Tahir BOZKURT arkadaşımızın yürüttüğü “1 Mayıs Mahallesi” çalışması sonuçlandı. Bu çalışmayı diğer spesifik konulardaki çalışmalar; “Otosan Örgütlenmesi” “Maarif Koleji” “Toptaşı Cezaevi” “Kardeş Elektrik Grevi” vb. gibi çalışmalar izleyecektir .
Yapılan her çalışma vakıf arşivin de yerini alacaktır. Çalışma ilkeleri 3 nolu başlık altında bu çalışmaların önemini ve amacını şöyle açıklamıştık: “Onur Vakfı, çok zengin bir tarihe sahip olduğumuz inancındadır. Bu zenginliği, sözlü tarih çalışması, belge temini gibi yazınsal; slayt, belgesel ya da kısa film gibi görsel araçlarla gelecek kuşaklara aktarmanın çabası içinde olacaktır.”
Yapılan çalışmaların yayınlanması konusu hassas bir konudur. Bu konuda önümüzdeki kısa süre içinde, bir BİLİM KURULU oluşturmak durumundayız. Bilim kurulunda görev almak isteyen arkadaşlarımızın yönetim kuruluna başvurmalarını rica ediyoruz.
Bize zamanını ayırarak, sözlü tarih konusunda brifing veren ve bizimle çalışmayı gönüllü olarak üslenen Hakan KOÇAK hocamıza; “1 Mayıs Mahallesi” çalışmasını yapan ekibin üyeleri, Türker ERTUNCAY, İsmail ASLAN ve Tahir BOZKURT ile, projenin danışmanlığını yapan ŞÜKRÜ ASLAN hocamıza huzurunuz da TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
KİTAPLIK:
Vakfın merkezinin salonun da bir KİTAPLIK oluşturuldu. Kitaplık’ta yer alan kitapların bilgileri web sayfamızda yer almaktadır. Kitaplık, kitaplarından ihtiyaç duyan herkes yararlanabilir. Kitaplığa kitap bağışında bulunan ALİ REÇBER arkadaşımıza TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
EĞİTİM PROJESİ:
Biz, alt yapı çalışmalarını yeni tamamlayan bir vakıfız. Yeni olmamız bir yana, bir başka dezavantajımız, vakıf kültürü olmayan bir camiaya hitap ediyoruz. Vakıfların, dernek,sendika ya da siyasal partiler ile ayrımını yapmakta zorlanan bir hedef kitleye sahibiz. Bu dezavantajlara rağmen;
Vakfımız, 2014-2015 öğrenim yılında 41 öğrencimize, 2015-2016 öğrenim yılında 143 öğrencimize burs olanağı sağladı. Eğitim projelerimiz de tek başına değiliz. Vakfımız ile aynı zaman da, aynı paralel de yurt-dışında kurulan ROYAL VAKFI ile işbirliği içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu işbirliği sadece ihtiyaç sahibi öğrencilerimize burs sağlayan bir işbirliği olmanın ötesin de, öğrenci yurtları ve sonraki zaman da, olanaklarımız ölçüsün de, eğitim kurumlarının kurulmasını içermektedir. Huzurunuzda, ROYAL VAKFI’nın değerli yöneticilerine, gösterdikleri fedakarlık ve anlayış için, TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Bu yıl, burs olanağı sağlanan 143 öğrencinin 38’ine vakfımız doğrudan kendisi burs vermektedir. Geçen yıl bu sayı 2 kişiydi. Önümüzdeki yıl, bu salon da bulunan sizlerin küçük-büyük katkı ayrımını yapmadan, yapacağınız bağışlar ile, bu sayıyı iki katına çıkarmak için çalışacağız. Çünkü;
Bu sayının ne kadar küçük olduğunun bilincindeyiz.
Vakıflar Genel Müdürlüğü verilerine göre, eğitim bursu veren 2925 vakıf var.
2925 vakıf tek tek incelendiğinde görülüyor ki, muhalif kesimin kültürü ve düşüncesine yakın vakıf sayısı bir elin parmakları kadardır. Neredeyse vakıfların tamamı, dini temalı ya da egemen düşüncenin mensuplarınca kurulan ve destek gören vakıflardır. Bu vakıflar, yüz binlerce öğrenciye ulaşma imkanlarına sahipler. Sadece burs vermiyorlar, onların sosyal-kültürel ihtiyaçlarına yönelikte hizmet veriyorlar. Örneğin, yurtlarda barındırma, ilk öğrenimden üniversiteye kadar eğitim kurumların da okumalarına olanak sağlamak, seyahat ve tatil proğramları düzenlemek vb. gibi.
Bu vakıfların 2025. sırasında yer alan vakfımızın verdiği hizmet, bu büyük sayının yanında denizde bir damla gibidir.
Vakfımızın eğitim hizmetinin, denizde bir damla, vaha da bir esinti olarak görülmesi, bu nefes alıcı çalışmanın desteklenmesi, büyütülmesi için herkese görev düşüyor. Deniz yıldızı (*) misali… bugün bu salonda olan her bir arkadaşımız, dostumuz ve aktivistimize ihtiyaç sahibi bir öğrenciye daha ulaşabilmemiz için görev düşüyor. Banka hesaplarımızdan biri eğitime destek fonu’dur. Yapı Kredi Bankasında açılan bu fon hesabına yapılan her kuruş bağış, bir öğrencimize umut ışığı olarak ulaşacaktır.
Yaptığımız sadece küçük bir katkıdır. Biz ihtiyaç sahibi gençlerimize bir küçük katkı sunarak, onların eğitimlerini tamamlamalarını istiyoruz.
Biz bu gençlerimizin aynı zaman da, vakfımızın gelecekteki aktivistleri ve yöneticileri olmaları yönünde umut besliyoruz.
Bu konuda çalışmalarımız var, önümüzdeki günlerde bir eğitim komisyonu oluşturarak, bursiyer öğrencilerimizi de kapsayan yıllık eğitim proğramı hazırlamamız gerekecektir. Bu komisyonda yer almak isteyen arkadaşlarımızın vakıf yönetimine başvurmalarını istiyoruz.
Yeridir. İki yıldır, vakfımıza burs için müracaat eden öğrencilerin dosyalarını ele alarak, öncelikli olarak kimlere verilmesi gerektiğini hassasiyetle belirleyen, emek veren, öğretmen dostlarımız; Zeynep KAHRAMAN, Füsun DURNA, MÜNEVVER ÇELİK, Zekiye KESER ve Gülhan DELİBALTA’ya huzurunuz da çok TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
YAŞAMEVLERİ PROJESİ:
Vakfın kuruluş amaçlarından biri, alternatif yaşam evleri projeleri yapmak ve bu projeleri hayata geçirmektir.
Yaşam evleri nedir?
Sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın en somut örneğidir. Sosyal-siyasal-kültürel olarak birbirine yakın, birbirini bilen-tanıyan kesimlerin, dil-din-ırk-milliyet gibi aidiyet ayrımcılığından uzak, birlikte yaşamasının, ortaklaşabilmesinin projesidir, yaşam evleri… Bu evler,aynı zaman da sosyal-kültürel alanlardır. Sineması-tiyatrosu, çalışma atölyeleri vs. ile
yaşam evleri belirli bir tarihsel dönemin düşünce ve kültürünü gelecek nesillere aktarabilmenin de projesidir. Kütüphanesi, anı köşeleri, müzesi ile geçmiş ve gelecek arasında bir köprü olarak tasarlanmıştır.
Bu evler, genci ve yaşlısı ile bir ortak kültürü birlikte yaşama yerleridir.
Hobi bahçeleri ile ayağı toprağa değen, ihtiyaçları kadar üreten, paylaşmasını bilen kişilerin yaşama dair yaratıcılığı dile getirdikleri yerlerdir. Okuyan-yazan- tartışan, yaz aylarında öğrencilerimiz ile “gençleşen” insanlarımızın huzur içinde yaşayacakları yerlerdir. Alternatif bir yaşam için mücadele edenlerin, alternatif yaşama dair söylediklerini hayata geçirebilecek küçük adacıklar oluşturmak…büyük hayalleri olanların, küçükte olsa, hayallerine dair izler yaratmak, bu hayallerini yeni nesile aktarmak, bırakmak….
Bu projelerden ilkini Dersim Ovacık’ta gerçekleştireceğiz.
Süleyman Cihan’ın anısına yapılacak küçük bir projeyi hayata geçirmek için heyecan duyan mimar arkadaşlarımızdan biri, sevgili Erhan GENCER’di. Erhan’ın, mimar olmasının ötesinde,yurt-dışında 20 yıllık bir ortak yaşama tecrübesi vardı.
Sevgili Erhan’ı kaybettik. Sevgiyle anıyoruz.
Aramızdan zamansız ayrılışı, hepimizi üzdü.
Neden yaşamevlerinin ilki Dersim-Ovacık ilçesin de kuruluyor sorusu sıkça soruluyor. Nedeni çok basit!..Ovacık’ta olanaklarımız olduğu için, bu evlerin ilki ovacıkta gerçekleştirilecektir. Olanaklarımız bir başka yerde oluşursa, örneğin; vakıf dostlarından biri vakfa bir bina ya da arazi bağışında bulunduğun da, orada da yaşama dair bir projenin hayata geçirilmesi vakıf amaçları arasındadır.
Ovacık’ta yapılacak proje önce küçük bir anı ev olarak düşünüldü.
Ancak, projeye destek veren mimar ve mühendisler ile ovacık’a yaptığımız seyahatler de, ovacıkta yaşayan bir çok insanın, ihtiyaçları, istekleri dikkate alınarak, proje, Zeranik Köyünden, Ovacık merkeze alındı. Zeranik’te, Süleyman Cihan anısına bir anı-müze ev düşünülürken, Ovacık ilçesin de, sosyal-kültürel ihtiyaçlara da cevap verebilecek büyük bir projeye dönüştü. Şu an 26 dönüm arazi üzerine, projesi yapılan bir yaşam evi kompleksi olarak hayata geçecektir.
Zeranik’teki anı ev’in projesini değerli dostumuz, Mimar Arif İsmet YILMAZ gönüllü olarak üslenmişti. Arif Bey ile Ovacık-Zeranik’e gidilerek, projenin uygulanacağı arsanın etüdü yapılmıştı.
Ancak, projenin yeri ve konsepti ile ilgili değişiklikler yapılınca, yeni komplekse dair, 2 farklı proje çalışması yapıldı.
Proje,
- 10 odalı konukevi
- Mutfak,
- cafe,
- restaurant,
- çamaşırhane,
- sağlık odası
- Kütüphane,
- Sergi alanları, anı köşeleri (12 eylül öncesi ve 12 eylülde yitirdiklerimizin anılarını yaşatacak anı köşeleri, yörenin tarihine dair izler taşıyan bir müze ev)
- 200 kişilik çok amaçlı etkinlik salonu (Sinema, tiyatro, konferans vb. etkinlikler için)
- Çalışma atölyeleri (resim, müzik, tiyatro atölyeleri)
- Hobi bahçeleri
- Gençler için çadır kampı ( Munzur kıyısın da 15 dönüm çayırlık alan)
- Sürekli kalacak yaşlı misafirlerimiz için, bahçe içinde, rahat edebilecekleri şekilde düzenlenmiş odalar
olacak şekilde hazırlanmaktadır.
- Proje’nin hazırlanmasını üslenen gönüllü dostlarımız;
– Mimar Nermin OTLU
– Makine Y.Mühendisi K.Sinan TUTAL
– Elektrik Mühendisi M.Nazım ÖZTÜRK
– İnşaat Mühendisi, Nergiz Vasfıoğlu.
- Projeyi üslenen dostlarımız, Ovacık Yaşam Dayanışması olarak kendilerini ifade
eden bir grup mühendis-mimar dostumuzdur.
Bu projenin görsel hali, vakıfta bir kahvaltı ile vakıf destekçilerine sunuldu. İzleyen vakıf aktivist ve destekçileri, proje ile ilgili görüş ve önerilerini dile getirdiler. Ovacık dayanışması içinde yer alan ve projenin hazırlanmasına katılan genç mimarlardan biri olan Ezgi ÇİFTÇİ, bu toplantı notlarını dayanışma grubuna iletti. Bu görüş ve önerilerin dikkate alınmasını dostlarımızdan rica ettik. Proje, öneri eleştiri, görüş alış-verişleri ile bitirilmeye çalışılıyor.
İkinci projeyi gerçekleştiren ovacık yaşam dayanışması üyeleri:
- Mimar Kenan GÜVENÇ
- Mimar Gökhan KILINÇKIRAN
- İnş. Müh. Muzaffer BİLGE
- Müh. Hakan ÖZTÜRK
- Müh.Bengü KUZEY
Ovacık dayanışmasına dahil olan, katkı sunan Plankton Project grubu üyeleri;
1-Ezgi ÇİFTÇİ,
2-Eylül ŞENSES
3-Hilal MENLİOĞLU
4-Samim MAGRİSO
5-Ayçıl YILMAZ
Ovacık Kent merkezinde gerçekleştirilecek projenin çalışmaları son aşamaya gelmiş bulunuyor.
Proje son halini almadan önce, siz saygıdeğer vakıf dostlarına sunulacak, görüş ve önerileriniz alınarak, projeye son hali verilecektir.
Ovacık’ta gerçekleştirilecek bu proje,Türkiye’de bir ilktir. Bu ilki gerçekleştirmek düşüncesi hepimiz için hakikaten heyecan vericidir.
Bu projemize katkı sunan, Mimar Arif İsmet YILMAZ, Mimar Nermin OTLU, Makine Y.Mühendisi K.Sinan TUTAL, Elektrik Mühendisi M.Nazım ÖZTÜRK , İnşaat Mühendisi, Nergiz Vasfıoğlu ‘na; Mimar Kenan Güvenç, İnş. Müh. Muzaffer BİLGE, Mak. Müh. Hakan ÖZTÜRK, Makine Müh. Bengü KUZEY, Mimar Gökhan KILINÇKIRAN, Plankton Project üyeleri, genç mimarlar; Ezgi ÇİFTÇİ, Eylül ŞENSES, Hilal MENLİOĞLU, Samim MAGRİSO, Ayçıl YILMAZ’a huzurunuz da TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Bu projenin çalışmaları sırasın da, proje ekibinin değişik zamanlar da Ovacık seyahatlerin de, Ovacık Belediye Başkanı ve çalışma ekibi, bizleri sıcak ve içten karşıladı. Projenin son şeklini almasın da, bu ekibin teşviki ve katkısı oldu. Huzurunuz da, sayın Belediye Başkanı M.FATİH MAÇOĞLU ve EKİBİ’ne içten TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
(NOT: Projenin dış görünümü ve iç tasarımı ile ilgili 3 tasarı ek olarak raporun sonunda yer almaktadır. İnceleyen arkadaşımız düşüncesini iletirse seviniriz.)
MALİ KONULAR:
Vakfın faaliyetini sürdürmesi ve amaçladığı projelerini hayata geçirebilmesi için maddi olanağının olması gerekir. Çok sayıda proje yapılabilir; çok sayıda proje önerilebilir, eğer bu projelerin gerçekleştirilmesi için gerekli maddi olanağa sahip değilseniz, projeler kağıt üzerinde kalacaktır.
Vakıf çalışmaları başladığı ilk günden bu yana, temel ilkelerimizden biri, mali konular da açıklık ilkesidir.
Vakfımızın çalışmalarını belirleyen, çalışma ilkelerimizden 4. Madde mali konular ile ilgilidir:
“4-a)Onur vakfı, faaliyet gösterdiği konularda, ihtiyacı olan finansmanı, kendi gücünü oluşturan hedef kitlesinin katkıları ile sağlayacağı inancındadır.
- b) Onur vakfı, hiçbir şekilde elden bağış toplamayacaktır.
- c) Onur vakfına yapılacak her kuruş bağışın, makbuz ile ya da banka hesap numaralarına yapılabileceğini ve vakıf hesaplarının her bireyinin denetimine açık olacağını ilke olarak açıklar.”
Vakfımızın 4 ayrı banka da hesabı vardır.
Her bir projemiz için ayrı bir banka hesabı açıldı. İsteyen istediği projeye destek verebilir. Web sitemizde (www.onurvakfi.org) her bir projeye ait banka ve hesap numaraları görülecektir.
Banka hesaplarının yanın da, mobil aidat sistemine üyelik kaydımızı yaptırdık. Bağışta bulunmak isteyen vakıf gönüllüleri, mobil aidat sistemini kullanarak, aylık bağışını yapabilir. Mobil aidat sistemine, vakfımızın web sitesin de ve facebook sayfasından ulaşılabilir.
Vakıf hesaplarına ait post cihazı alındı, post cihazından isteyen herkes kredi kartı ile bağışta bulunabilir.
Ayrıca, Vakıflar bölge müdürlüğüne başvurarak, bağış makbuzlarını temin ettik. İsteyen herkes makbuz karşılığı bağışta bulunabilir.
Vakfın gelirlerini arttırmak için, İstanbul’da 4 iş yerine, EĞİTİME DESTEK amacı ile, yardım kutularıyerleştirmeyi kararlaştırdık. Yardım kutuları uygulaması olumlu sonuç verirse, bu uygulamayı yaygınlaştırabiliriz.
Sonuç olarak; bağışta bulunmak isteyen vakıf dostları bu yollardan birini seçebilirler.
Vakfın mali konuları, her bir vakıf dostunun bilgi ve denetimine açıktır. Arzu eden, merak eden her bir vakıf dostu, vakfın gelir ve giderlerini inceleyebilir.
BİR DAHA BELİRTELİM: Vakfımız adına, hiçbir kişi elden bağış toplayamaz. Yasaktır.
Yönetim kurulu ve mütevelli heyetin ortak kararı ile, artık düzenli bir şekilde, mali rapor web sitesinde yayınlanacaktır. Yeri gelmişken;
Vakfımızın kuruluşundan bu güne kadar, muhasebemizi sevgili Yüksel KAVAK arkadaşımız tutmaktadır. Ücret kabul etmeden vakfın muhasebesini üslenen ve yeni dönemde de muhasebe sisteminin oturtulması için çaba harcayan; vakıf muhasebesini üslenmenin yanın da vakfa yeni bir yazıcı ve vakıfta oluşturulan teknik donanımın önemli parçalarını bağışlayan, sevgili arkadaşımız, dostumuz, muhasebecimiz Yüksel KAVAK’a huzurunuzda TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Son Söz:
Biliyoruz ki; birey olarak ne kadar çaba içinde olursak olalım, gücümüz bir yere kadardır. Gerek yönetim de, gerekse çalışma kurullarında, kolektif irademizi, kolektif akıl ile bir araya getirdiğimizde çok daha başarılı çalışmalar yapılabileceğine inanıyoruz.
Bağışları ve aylık ödentileri ile bugüne kadar fedakarca vakfa katkılarını sürdüren, “ben” değil, “BİZ” diyen dostlarımıza, huzurunuzda ayrı ayrı TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
Bundan sonra da desteğiniz önemlidir.
Yeni dönem de vakfın çalışma kurulları oluşturulacaktır. Herbir vakıf dostunu, vakfın ÇALIŞMA KURULLARI’n da görev almaya çağırıyoruz. Mevcut projelerimiz dışında, önümüzdeki dönem olanaklarımız olursa ONUR ÖDÜLÜ, yıllık olarak düzenlemeyi düşündüğümüz SEMPOZYUM vb. gibi projeleri de hayata geçirmek istiyoruz.
Bugün, bu tatil günün de, dinlenerek ya da ailenizle geçireceğiniz değerli zamanınızı, buraya gelerek bizimle geçirdiğiniz için; bu salonda bulunan her bir arkadaşımıza ayrı ayrı TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
İyi ki varsınız, iyi ki birlikteyiz, iyi ki birlikte kalıcı projeler yapmaya çalışıyoruz, iyi ki olumsuzluklar ile dolu bu dünyada dost sıcaklığı için de, farklı yerlerde de olsak; ekmeğimizi, zamanımızı, fikrimizi paylaşıyoruz!…Her toplantımız da söylediğimiz gibi, bir daha tekrarlayalım: Vakıf hepimizin ORTAK EVİ’dir. EVİ’mizi elbirliği, güç birliği ile BÜYÜTELİM!…
Hepinizi MÜTEVELLİ HEYET ve YÖNETİM KURULU olarak, saygı ve sevgi ile selamlıyoruz. 13.03.2016 – İst. ADEN OTEL
Vakıf Yönetim Kurulu
(*) Bilinen bir öyküdür. Hatırlatalım.
“ Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken,denize telaşla bir şeyler atan bir kişiye rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını fark eder ve
– “Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsun ?” diye sorar.
Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi, “Yaşamaları İçin” yanıtını verince, adama şaşkınlıkla:
– “İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var.. Hepsini atmanıza imkan yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki ?” der.
Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi,
– “Bak Onun için çok şey değişti” karşılığını verir.
EK: 1
Değerli Dostlarım, Arkadaşlarım, Genç kardeşlerim;
Hoş geldiniz.
Ne güzel, yıllar sonra hepimiz yine bir aradayız.
Kısa adı “Onur Vakfı” olan, ONUR TOPLUMSAL TARİH VE KÜLTÜR VAKFI’nın kuruluş çalışmaları bitti.
Vakfın amaçlarını web sitesinde okudunuz ya da elinizde bulunan broşürlerden daha sonra da okursunuz. Burada tekrarlamak sıkıcı olabilir.
Onur Vakfı, demokrasi ve insan hakları amaçlı toplumsal tarih alanında kurulan sınırlı vakıflar arasına katıldı. Tarih çalışması bir ihtiyaçtır.
Tarihçi Arnold Toynbee’yi hepiniz tanırsınız. Güzel bir sözü var. Der ki: “Bir millet için en büyük felaket, tarihinin düşmanları tarafından yazılmasıdır.” Bir toplumun ya da topluluğun tarihi, kendisini fiziki, ideolojik ve siyasi alanda, yok etmeye çalışan siyasal iktidar ve iktidar tarafından beslenen kalemşörleri tarafından yazılıyor ise, toplumsal tarih açısından bu bir sıkıntıdır. Sıkıntıdır, çünkü gerçek yazılan tarihin dışındadır. Doğru bilgi, toplumsal tarihin ilgili tarafları eliyle yazılmasıdır.
Haklı bir mücadele içinde olan bizler, bugün bu salonda bulunan yaşıtlarım ya da genç kardeşlerim, bizim de bir çatı altında bir araya gelmemizin zamanı geldi. Genel olarak, parçası olduğumuz insan hakları ve demokrasi mücadelesinin, özel olarak da yakın tarihin belge ve bilgilerini bir araya getirip bir bellek oluşturmamız gerekiyor. Yakın tarihin toplumsal mücadelesi içinde önemli rolü olan siyasi yapılar vardır. Onur Vakfı, bu yakın tarih çalışmasını özel ilgi alanı olarak belirledi. Bu dönemin bir kısmının siyasal aktörleri olan bu salonda bulunan ya da bulunamayan herkesin bu çalışmaya gönüllü katılımını arzu ediyoruz, ihtiyaç duyuyoruz.
Yazılı belgeye ulaşma sıkıntısı yaşanacaktır. Bunun bilincindeyiz. Çünkü, yazılı belgelerin egemen sınıfların siyasal iktidarı tarafından evlerden, iş yerlerinden toplanıp imha edildiği gerçeği ile karşı karşıyayız. 12 Eylül darbecilerinin iktidarı ele geçirdikten sonra, milyonlarca belgeyi, milyonlarca kitap ile birlikte seka’ya gönderip kağıt hamuru yapıldığını biliyoruz. Ve yine bir kısım tarihçiler, Osmanlı dönemi kayıtlarının seka’ya gönderilip imha edildiğini açıkladılar. Bu topraklar üzerinde binyıllardır yaşayan farklı dil, din, kültür, milliyetten toplulukların tarihinin yok edilmesidir, amaçlanan.
Bu tarih çalışmasında hassasiyetlerimiz vardır. En önemlisi, tarihin bir kesitini bugün yazılı hale getirmeye çalışırken, içinde yer alınan siyasal düşüncelere zarar verecek davranıştan özenle kaçınmamız gerekir. Doğru ya da yanlış bir çizgide, inanılmaz fedakarlık örnekleri sergileyerek, sermayenin her türlü saldırılarına karşı, kararlılığından bir şey yitirmeden, tereddüte düşmeden mücadele edildi. Bu mücadelede bir çok arkadaşımızı yitirdik. Bugün her birimiz tesadüfen yaşıyoruz. Bizler yanlış bir şey yapmadık. Ezilenlerin safında güzel bir dünya kurmak çabası içinde olduk. Bu çabanın utanılacak, yadırganacak, küçük düşürülecek bir çaba olmadığı açıktır. Bugün bu salonda olan bir dönemi ortakça yaşayan bizler, geçmişimizle ONUR duymalıyız.
Birlikte olursak başarabiliriz:
Değerli Dostlarım,
Bugün bu salonda bulunan her bir arkadaşım güç olabilmek için bir arada olmamız gerektiğini biliyor.
Onur Vakfı, birlikte olacağımız kurumlarda sadece biridir. Bu kurumun büyümesi, amaçlarını gerçekleştirmesi sosyal, moral değerler açısından bir kazanç olacaktır.
Vakfın, hemen hepimizin yakındığı, “vefasızlık”, “kadir-kıymet bilmezlik” ,“dayanışmadan yoksunluk” vb. konularda yaratılan ve sosyal gerçekliği olan algıyı tersine çevirmek için önemli bir boşluğu dolduracağı inancındayız.
Bu yakınmaların arkasında dayanışma ve yardımlaşmaya duyulan özlem vardır. Doğaldır, insani bir beklentidir. Hepimizin beklentisidir.
Vakıf, kendimizi özgürce ifade edebileceğimiz, huzurlu olabileceğimiz, eğitim, yardımlaşma, dayanışma, araştırma-inceleme, konularında yapmak istediklerimizi birlikte gerçekleştireceğimiz, hepimizin ortak evi olsun istiyoruz.
Bugün bizler farklı siyasal düşünceler içinde olabiliriz. Farklı siyasal düşünceler taşımamız, farklı yerlerde çalışmalar içinde olmamız, vakıf gibi, dayanışma ve yardımlaşma kurumunda birlikte olmamıza engel değildir. Eğer vakfın gerekliliğine inanıyor ve kuruluş amaçlarını doğru buluyor isek, bu taktirde bu amaçlar ortak paydamız olacaktır.
Hepimiz belirli bir yaşa geldik. İnanılmaz süreçlerden geçtik. Deneyimler edindik. Olgunluk içinde dayanışmanın en güzel örneklerinden birini oluşturabiliriz.
Eğer bu olgunluğu gösterebilirsek, genç kardeşlerimize ve geleceğe önemli bir katkımız olacaktır.
Birliğin önemini en iyi biz biliriz. Günümüzün geçer akçe olumsuz değer yargıları içinde, ortak yanlarımızı ön plana çıkararak dayanışmaya en çok bizim ihtiyacımız var. Burada olan olmayan, her arkadaşımızın, dostumuzun, Marks’ın “İnsanım ve insani olan hiçbir şey bana yabancı değil.” sözünü bir an olsun aklından çıkarmamasını dilerim.
Onur Vakfı’na da bu gözle bakmanızı rica ediyorum. Vakıf bir hizmet aracıdır. Cebindeki bir kuruşu, elindeki bir ekmeği, bilgi dağarcığındaki bilgi kırıntısını bir araya getirerek, paylaşmaktır. Bunları paylaşmak için fazla söze gerek var mı? Yok… “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak, unutma; aynı gökyüzü altında, bir direnmektir yaşamak.” (N.Hikmet) diyerek, yeni umutların kapılarını aralayalım.
Sıcak, sımsıcak duygular ile kucaklaşmanın, kurumlarımızı büyütmenin arzusu içinde, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 06.04.2014-ADEN OTELİ, İSTANBUL
Vakıf Yönetim Kurulu adına
Ahmet CİHAN
EK-2
Değerli Arkadaşlar,
Onur Vakfı’nın Tanıtım Toplantısına hoş geldiniz. Konuşmama başlamadan önce, toplantıya katılarak onurlandırdığınız için, Yönetim Kurulu adına, sizleri saygıyla selamlıyorum. Bu toplantıyı düzenleyen, emek veren arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür ediyorum.
Onur Vakfı, toplumsal tarih alanında, insan hakları ve demokrasi odaklı bir çalışmayı esas alarak kurulan sınırlı vakıflardan biridir.
Tarih çalışması bir ihtiyaçtır.
Tarihçi Arnold Toynbee’nin güzel bir sözü var. Der ki: “Bir millet için en büyük felaket, tarihinin düşmanları tarafından yazılmasıdır.” Benzer bir sözü broşür de kullandık. Aslanlar kendi tarihlerini yazmadığı sürece herkes avcıların palavralarına inanır.
’70’li yıllar, Türkiye’de ve Dünya’da ezilenlerin, horlanan ve dışlananların hızla örgütlendiği, emperyalizme ve faşizme karşı büyük bir mücadele içine girdiği yıllardır. Bu mücadele, sermaye sınıfını ve uluslar arası bağlantılarını rahatsız etti. İktidarın resmi ve gayri resmi güçleri ile sivil uzantısı kontra çeteleri, halkın bu haklı mücadelesini bastırmak için, silahlı saldırı, provakasyon, kitlesel imha yöntemlerini kullandılar. Olmadı. 12 Eylül Darbesini tezgahladılar.
Egemen güçler ve onların menfaatini çeşitli sıfatlar ve kimlikler altında savunan kesimler ve kişiler bu gerçeği tersyüz etmeye çalışıyorlar.
‘70’li yıllara damgasını vuran büyük mücadelenin bir parçasıyız. Doğruları ve yanlışları ile bu tarih bizim. Onur Vakfı, bu yakın tarih çalışmasını özel ilgi alanı olarak belirledi. Bu dönemin bir kısmının siyasal aktörleri olan bu salonda bulunan ya da bulunamayan herkesin bu çalışmaya gönüllü katılımını arzu ediyoruz, ihtiyaç duyuyoruz.
Birlikte olursak başarabiliriz:
Değerli Dostlarım,
Onur Vakfı, birlikte olacağımız kurumlarda sadece biridir. Bu kurumun büyümesi, amaçlarını gerçekleştirmesi sosyal, moral değerler açısından bir kazanç olacaktır.
Her birimiz dayanışma ve yardımlaşmaya özlem duyuyoruz. Doğaldır, insani bir beklentidir. Ancak, bu beklentiyi karşılayabilmek, birlikte olmamızla mümkündür, güç olabilmek, olanaklarımızı bir araya getirmekle mümkündür.
Bizler bugün farklı siyasal düşünceler içinde olabiliriz. Farklı siyasal düşünceler taşımamız, farklı yerlerde çalışmalar içinde olmamız, vakıf gibi, dayanışma ve yardımlaşma kurumunda birlikte olmamıza engel değildir. Eğer vakfın gerekliliğine inanıyor ve kuruluş amaçlarını doğru buluyor isek, bu taktirde bu amaçlar ortak paydamız olmalıdır.
Birliğin önemini en iyi biz biliriz. Günümüzün geçer akçe olumsuz değer yargıları içinde, ortak yanlarımızı ön plana çıkararak dayanışmaya en çok bizim ihtiyacımız var. Burada olan olmayan, her arkadaşımızın ve dostumuzun, Marks’ın “İnsanım ve insani olan hiçbir şey bana yabancı değil.” sözünü bir an olsun aklından çıkarmamasını dilerim.
Onur Vakfı’na da bu gözle bakmanızı rica ediyorum.
Vakfı polemiklerden uzak tutmak gerekir. Vakıf bir hizmet aracıdır. Herkesin destek vermesi elbette arzulanır, ancak bunun mümkün olmadığı da bir gerçektir. Vakıf, Cebindeki bir kuruşu, elindeki bir ekmeği, bilgi dağarcığındaki ufak bir bilgi kırıntısını paylaşmak isteyenlerin ORTAK ÖZVERİSİ ile yürüyecektir. Bunları paylaşmak için fazla söze gerek var mı? Yok…
Vakıf, kendimizi özgürce ifade edebileceğimiz, huzurlu olabileceğimiz; eğitim, yardımlaşma, dayanışma, araştırma-inceleme, konularında yapmak istediklerimizi birlikte gerçekleştireceğimiz, hepimizin ortak eviolsun.
Şekspir bulutlar gürler, ama gerekli olan yağmurdur, der. Çok konuşmak yerine, Vakıf, bir damla yağmur olmaya çalışacaktır. Sizlerle birlikte, sizin katılımınız ile bir güç olacaktır.
Dost sıcaklığı içinde hepinizi saygıyla selamlıyorum. 12.04.2014-KÖLN
Yönetim Kurulu adına: Ahmet CİHAN
EK-3
ONUR VAKFI ÇALIŞMA İLKELERİ
1) Onur Vakfı, tarih çalışmalarında, özel olarak yakın tarih, genel olarak Cumhuriyet Tarihi’ni asli konusu olarak belirler.
2) Onur Vakfı, çalışmalarında şu hassasiyetleri titizlikle gözetir:
- a) Onur Vakfı, yakın geçmişte, aynı siyasal ve sosyal çevre içinde birlikte yer alan, ancak bugün farklı siyasal ve sosyal çevreler içinde yaşamını devam ettiren kişi ve kurumların, kendi geçmişlerine saygı duymaları gerektiğine inanır. Saygı duymayan kişi ve kurumların, geçmişe dair söylemlerinin, önyargılı olacağını, gerçeği yansıtmayacağını ve dolayısıyla geleceğe yararlı materyaller olarak görülemeyeceğine inanır. Aksine, bu davranış biçimini sorunlu olarak görür ve tarih çalışmasında bu sorunlu görüşlerin yerinin olamayacağını belirtir.
- b) Onur Vakfı’nın kendisinin bizzat organize ettiği ya da ortaklaşacağı etkinlikler de (toplantı, panel, sempozyum, anma vb. gibi) , ya da tarih ve kültürel çalışmalarda; özel yaşama saygı, kişi hak ve özgürlüklerine saygı, farklı düşünen ve farklı yaşayan her bir bireyin düşüncelerine saygı göstermenin, evrensel bir insan hakkı olduğunu belirtir. Bu evrensel ilkeye aykırılık içeren her tür yazı, resim, fotoğraf, eylem, düşünce vb. ile ilişkisinin olamayacağını önemle belirtir.
3) Onur Vakfı, çok zengin bir tarihe sahip olduğumuz inancındadır. Bu zenginliği, sözlü tarih çalışması, belge temini gibi yazınsal; slayt, belgesel ya da kısa film gibi görsel araçlarla gelecek kuşaklara aktarmanın çabası içinde olacaktır.
4) a) Onur Vakfı, faaliyet gösterdiği konularda, ihtiyacı olan finansmanı, kendi gücünü oluşturan hedef kitlesinin katkıları ile sağlayacağı inancındadır.
- b) Onur Vakfı, hiçbir şekilde elden bağış toplamayacaktır.
- c) Onur Vakfına yapılacak her kuruş bağışın, makbuz ile ya da banka hesap numaralarına yapılabileceğini ve vakıf hesaplarının, her bireyinin denetimine açık olduğunu ilke olarak açıklar.
ONUR VAKFI, İNSANİ OLAN HER KONUDA, KENDİMİZİ ÖZGÜRCE İFADE EDEBİLECEĞİMİZ; HUZURLU OLABİLECEĞİMİZ; EĞİTİM, YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA, ARAŞTIRMA-İNCELEME ALANLARINDAN BİRİ YA DA BİRKAÇINDA YAPMAK İSTEDİKLERİMİZİ BİRLİKTE YAPABİLECEĞİMİZ; HEPİMİZİN ORTAK EVİ’DİR!…
Onur Vakfı Yönetim Kurulu